Varlık Fonu Ne İşe Yarar?

Varlık Fonu Ne İşe Yarar?

Dünya üzerinde birçok ülkenin sahip olduğu, Ülkemizde çalışmaları devam eden varlık fonu nihayet önceki haftalarda “Türkiye Varlık Fonu” (Bundan sonra TVF olarak adlandırlacaktır) adı altında kuruldu. Resmi Gazete’de yasalaşmasıyla birlikte de ufak ufak çerçevesi netleşti. Resmi Gazete’nin 2016/9429 sayılı kararı ile; Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin yapısına ve işleyişine ilişkin usul ve esaslar hakkında kararın yürürlüğe konulması; Maliye Bakanlığı (Özelleştirme İdaresi Başkanlığı) ‘nın 14/10/2016 tarihli ve 6904 sayılı yazısı üzerine, 19/08/2016 tarihli ve 6741 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 17/10/2016 tarihinde kararlaştırıldı.

TVF ve alt fonlarının kuruluş, işleyiş ve diğer detaylarına değinmeden önce Dünya’daki varlık fonlarına baktığımızda; Dünya genelinde 40'tan fazla ülkede 80'e yakın varlık fonu bulunmakta ve söz konusu fonların toplam büyüklüğünün de yaklaşık 7,4 trilyon USD seviyesinde olduğu dikkat çekmektedir.

Özellikle 2008 yılında yaşanan Küresel Ekonomik Kriz’in ardından daha da önem atfedilen varlık fonları piyasalarda sigorta görevi görürken, Kamu’nun atıl kaynaklarının değerlendirilmesi ve/veya Kamu tarafından etkin bir şekilde yönetilemeyen kaynakların daha etkin yönetimi için yeniden ele alınması konularında başat bir görev almaktadır. Özellikle Ortadoğu ve Uzakdoğu ülkeleri ile Rusya ve Çin fonların yoğunlaştığı ülkeler olurken en büyük ölçekteki fona 885 Milyar USD’lik büyüklüğüyle Norveç sahiptir. Adı geçen ülkelerde yer alan fonlar bono, devlet tahvili, uzun dönemli alt ve üst yapı, gayrimenkul yatırımları yanında Dünya üzerindeki birçok özel sektör şirketinde de önemli hisse paylarına sahiptir. Sektör ayrımı yapmadan katma değer oluşturabilecek tüm proje ve kaynaklara yatırım yapmak fonların verimliliğinde de belirleyici etkendir.

Resmi Gazete’de yayımlanan haliyle TVF ve alt fonlarının kuruluşu kapsamında gerekli ve ilgili, kanunlarda da değişiklik yapılabileceği, fonun esas faaliyet konusunun mezkur Kanun’da belirtilen;

- Proje geliştirme, projeye dayalı kaynak yaratma, dış proje kredisi sağlama, yerli ve yabancı ortaklıklar kurma ve diğer yöntemlerle kaynak temini işlemleri,
- Piyasalarda güveni artırıcı adımlar atma hedefi ile likidite, yatırım, risk ve getiri tercihlerini de dikkate alarak, yerli ve yabancı şirketlerin paylarının, Türkiye’de ve yurtdışında kurulan ihraççılara ait payların ve borçlanma araçlarının, kıymetli madenler ve emtiaya dayalı olarak ihraç edilen sermaye piyasası araçlarının, fon katılma paylarının, türev araçlarının, kira sertifikalarının, gayrimenkul sertifikalarının, özel tasarlanmış yabancı yatırım araçlarının ve diğer araçların alım satımı,
- Her türlü para piyasası işlemleri, gayrimenkul ve gayrimenkule dayalı haklar ile her türlü gayrimaddi hakların değerlendirilmesi,
- Her türlü ticari ve finansal faaliyetleri ulusal ve uluslar arası birincil ve ikincil piyasalarda gerçekleştirebilmek olarak özetlenmiştir.

Şirketin gelir kalemleri başlığı altında ise sermayenin değerlendirilmesinden kaynaklı gelirler, yönetilen fon ve portföylerden tahsil edilen fon işletme ve yönetim ücretleri, diğer faaliyetler çerçevesinde elde edilen gelirler ve diğer gelirler sayılmıştır.

Fonun kaynakları ise;

- Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından özelleştirme kapsam ve programında bulunan ve TVF’ye devrine karar verilen kuruluş ve varlıklar ile Özelleştirme Fonu’ndan TVF’ye aktarılmasına karar verilen nakit fazlasından,
- Kamu Kurum ve kuruluşlarının tasarrufu altında buluna ihtiyaç fazlası gelir, kaynak ve varlıklardan, Bakanlar Kurulu tarafından TVF’ye aktarılmasına veya Şirket tarafından yönetilmesine karar verilenlerden,
- TVF tarafından yurtiçi ve yurtdışı sermaye ve para piyasalarından ilgili mevcuat kapsamında yer alan izin ve onaylar aranmaksızın sağlanan finansman ve kaynaklardan,
- Para ve sermaye piyasaları dışında diğer yöntemlerle sağlanan finansman ve kaynaklardan oluşmaktadır.

Ayrıca söz konusu Kanun’da; dikkat çekici bir husus da TVF nezdinde bir danışma kurulu kurulacağı, yılda asgari iki defa toplanacağı, fonun denetiminin danışma kurulu ve yönetim kurulu tarafından yapılacağıdır.

Yukarıda ifade edilen hususları bir araya topladığımızda; TVF büyük ve stratejik projelerin finanse edilmesi yanında kısa vadeli ekonomik şokların ve finansal piyasalarda meydana gelebilecek dalgalanmaların etkilerinin en aza indirilmesi noktasında da hayati bir görev üstlenecektir.

İlk akla geldiği üzere yapılması planlanan Kanal İstanbul, nükleer santral ve birçok ulaşım projesi yanında, Türkiye’nin orta gelir tuzağından kurtulması için uzun süredir gerçekleştirilmesi beklenen stratejik yatırımların finanse edilmesi, tasarruf açığının giderilmesi noktasında bireylerin tasarruf fazlalarının kanalize edilmesi misyonları olacaktır. Ayrıca kamu kanalı dışında özel sektörde yer alan Ülkemiz için stratejik öneme sahip Telekom, Ulaşım vb. yatırımları ile Dünya üzerinde söz sahibi olmamamıza imkan tanıyacak potansiyel kuruluşların da bu kapsamda desteklenmesinin önü açılacaktır. Dışa bağımlılığının had safhada olduğu savunma ve yüksek teknoloji yatırımlarının daha organize, planlı ve sistematik bir şekilde finanse edilmesinin önü açılacaktır.

TVF Kanunu’nun satır aralarında; gelir ve kaynaklar ile projelerin finanse edilmesi dışında, söz konusu proje gelirlerinin yatırımcılar ile paylaşılması, bu noktada sermaye piyasalarından yararlanılması, Fon gelir ve kaynaklarının özü itibariyle daha etkin bir yönetim için TVF’ye devri yer almaktadır.

Bu noktada da Özelleştirme’ye kapı açan KİT’lerin verim kayıpları, yönetim verimsizlikleri ve denetim eksiklikleri vb. yaşanmaması adına TVF’nin etkin bir kurumsal yönetim ve denetim mekanizmasına sahip olması elzemdir. TVF yapısında yer alan Danışma Kurulu, Özelleştirme Kurulu ve TVF Yönetim Kurulu’nun etkin ve hesap verebilir bir yapı altında çalışması ve etkin denetim, ölçüm mekanizmaları yerleştirilmesi gerekmektedir.

Söz konusu yapının ideal bir şekilde çalıştırıldığında faydalarının kamu ve özel sektör kuruluşları yanında Ülkemiz açısından da şüphe götürmez olduğu aşikardır. Önceleri Kamu kaynaklı yatırımların, Kamu destekli ve özel sektör tarafından desteklendiği yapılara evrildiği, PPP (Kamu- Özel Ortaklık) vb. çeşitli sinerjiler ile Kamu kaynak ve gelirlerinin kısmi olarak özel sektöre devredildiği, zaman zaman gelir transferi konusunda Kamu Yönetimleri’nin eleştirildiği bu yapıda özellikle hazırlanılan büyük, stratejik yatırımlar, TMSF’ye devrolan yaklaşık 500’e yakın şirket (paralel yapı kaynaklı), çeşitli sorunlara sahip ve fakat önemli karlılıklara sahip özel sektör işletmeleri (Turkcell- Türk Telekom), birçok gayrimenkul ve yatırım projesi (köprüler, otoyollar vb.) TVF’nin öncelikli ilgi alanları arasında yer alacaktır.